top of page

Evrenin İnsanla Yaptığı Anlaşma

  • Yazarın fotoğrafı: Can Aygen
    Can Aygen
  • 15 Ara
  • 4 dakikada okunur

İyi insan olmak kusursuz olmakla ilgili değildir. İyi olmak, hatasız bir çizgide yürümek değil; yanlış yaptığında durup kendine bakabilme cesaretidir. Çabalayabilmekle, kendini inkâr etmeden sorumluluk alabilmekle ilgilidir. Yanlış yaptığında düşünmek, pişmanlık duyabilmek ve bunu bastırmadan kabul edebilmek, insanın içindeki vicdanın hâlâ canlı olduğunun en açık göstergesidir. Utanma duygusu bir zayıflık değil, insan kalabilmenin işaretidir. Lütufkâr bir dil kullanmak, teşekkür etmeyi bilmek, karşındakini yalnızca bir araç değil bir insan olarak görebilmek ise bir terbiyedir. Bunlar sonradan öğrenilen meziyetler değil; hayat içinde kaybolmamaları için korunması gereken değerlerdir. İyilik yüksek sesle duyurulmaz, tutarlılıkla fark edilir. Herkesin anlayabileceği bir dil değildir bu; çünkü iyilik dikkat çekmek değil, iz bırakmaktır.

Hayatta yapılan hiçbir şey tamamen yanlış değildir. İnsan bazen kendini koruyabilmek için görmezden gelir, bazen kaybetmemek adına fazla tutar. Yaşam yalnızca kimin göz önünde kaldığıyla değil, kimin gözden çıkarıldığıyla da şekillenir. Gözden çıkarılmış olmak ya da birini gözden çıkarmak, farkında olmasak bile hayatlarımızın yönünü değiştirir. Değer, söylenen sözlerle değil; sergilenen davranışlarla anlaşılır. Birinin seni hayatında nereye koyduğunu fark etmek, yaşamın sessiz ama en öğretici aşamalarından biridir. Bunu görebilmek, insanın içsel gelişiminde önemli bir eşiği temsil eder. Gerçeklik bazen can yakar; fakat sahicilik tam da burada başlar. İnsan, kabul edebildikleriyle büyür; bırakabildikleriyle hafifler.

Bazı anlar yaşanırken sıradan görünür. Fark edilmeden geçip gider, oysa içinden yıllar sonra bile yankılanacak bir sessizlik bırakır. İnsan, bir şeyin değerini çoğu zaman onu kaybettikten sonra anlar. Çünkü o an artık geri dönülemeyen bir hatıraya dönüşmüştür. Zaman geçtikçe detaylar silinir, hisler kalır. Geriye dönüp baktığında kalbi sıkıştıran bir özleme dönüşür her şey. Hiçbir an tamamen bitmez; hafızanın derinliklerine yerleşir. Bir koku, bir şarkı ya da bir bakış, o duyguyu yeniden uyandırmaya yeter.

İnsanın kendine borçlu olduğu teşekkür, çoğu zaman birini tutmamayı öğrenmekle başlar. Gitmesi gerekeni bırakabilmek zayıflık değil, farkındalıktır. Herkesi memnun etmenin mümkün olmadığını kabul etmek insanı sertleştirmez; sınırlar kazandırır. Nazik kalmayı seçmek, herkese katlanmak zorunda kalmak anlamına gelmez. Değerini bilen biri hem kendini korur hem de içindeki iyiliği kaybetmez. Bu farkındalık büyüdükçe yük hafifler, yol sadeleşir ve insan kendine daha yakın durmaya başlar. İçine sinmeyen yoldan çık. Kalbin sustuğunda, yönünü yeniden çizmenin zamanı gelmiştir. Bazı yollar seni bir yere götürmek için değil, kendine döndürmek için vardır. Bilmek istiyorsan bilinmeyene karış, bulmak istiyorsan kaybolmaya cüret et. Çünkü her sorunun cevabı haritada değil, cesaretle atılan adımlardadır. Mucize bilinenin değil, bilinmeyenin içinden doğar. Hayat yoldan çıkanları sever; çünkü onlar gerçekten yaşamayı seçenlerdir.

Aradığım onlarca yanıt içinde, hayatın ne anlatmak istediğine kulak vermeyi seçtim. İyi bir dinleyici olarak, zamanla içimde biriken öğreti notlarını derledim.

Evrenin ilk yasası, sebep ve sonuç yasasıdır. Üzerine en çok düşündüğüm ve saatlerce yazabilecek kadar içimde yer eden bu yasa, özünde hiçbir şeyin kaybolmadığını ve her şeyin bir döngü içinde ilerlediğini söyler. Gönderdiğin her düşünce, söylediğin her söz, yaptığın her davranış evrende bir iz bırakır. O iz, zamanı geldiğinde seni bulur. Bazen bir olayla, bazen bir yüzle, bazen de sessiz bir farkındalık anıyla… Korkuyla hareket edersen korkunun yankısını, sevgiyle hareket edersen huzurun titreşimini duyarsın. Evren cezalandırmaz; yalnızca öğretir. Çünkü karma bir ceza değil, enerjinin geri dönüşüdür. Ne ektiğini fark etmeden biçtiğini suçlama.

Evrenin ikinci yasası, yaratım yasasıdır. Hayatın kendi kendine değil, seninle birlikte şekillendiğini öğretir. Her düşünce, her niyet ve her inanç yaşadığın gerçekliğin yapı taşını oluşturur. Ne düşünüyorsan onun frekansını gönderir, aynı titreşimi geri alırsın. Hayat seni beklemez; seninle birlikte akar. Dışarıda gördüğün her şey, iç dünyandaki enerjinin yansımasıdır. Karanlığı suçlamak yerine ışığını çoğaltmayı öğren. Gerçek değişim dışarıda değil, içeride başlar. Ne yaratmak istiyorsan, önce onun enerjisi ol.

Evrenin üçüncü yasası alçakgönüllülük yasasıdır. İnsan için en büyük farkındalığın kabullenmek olduğunu hatırlatır. Kendini üstün gördüğün anda öğrenmeyi bırakırsın. Kibir, bilgelik yolunun en sessiz engelidir; çünkü ego konuştuğunda kalp susar. Gerçek güç haklı çıkmakta değil, anlamakta gizlidir. Her karşılaşma, her insan, her deneyim bir öğretidir. Hayat bazen seni eğmek ister; kırmak için değil, kalbini yumuşatmak için. Alçaldığında küçülmezsin, bilgelikle köklenirsin.

Evrenin dördüncü yasası büyüme yasasıdır. Değişimin dışarıdan değil, içeriden başladığını söyler. Hayatı dönüştürmek istiyorsan önce kendini dönüştürmelisin. Aynı düşüncelerle farklı sonuçlar beklemek, en sessiz öz-sabotajdır. Koşulların değişmesini beklemek kendi gücünü inkâr etmektir. Her zorluk seni biraz daha olgunlaştırmak için gelir. Direnç gösterdiğin her şey, öğrenmen gereken bir dersin kılığındadır. Büyüme acıtır; çünkü eski halini bırakmadan yenisine geçemezsin.

Evrenin beşinci yasası olan sorumluluk yasası hayatında gördüğün her şeyin iç dünyandaki yansımalar olduğunu öğretir. Dışarıda suçlu aramak kolaydır; zor olan, kendi payını fark etmektir. Kendine dürüst olmadığın sürece aynı döngüler içinde dönüp durursun. Ne yaşıyorsan, onun enerjisini bir noktada sen üretmişsindir. İlişkiler, olaylar, insanlar, hepsi senin içsel frekansının aynasıdır. Kurban rolünde kalmak, gücünü teslim etmektir. Sorumluluk almak ise o gücü geri kazanmaktır. Karma seni cezalandırmaz, sadece fark etmeni sağlar. Kendini değiştirmeden hayatını değiştiremezsin.

Evrenin altıncı yasası olan bağlantı yasası hiçbir şeyin tesadüf olmadığını söyler. Yaşam, görünmez iplerle birbirine bağlı olayların dansıdır. Bir an bir seçim, bir kelime bile zincirin yönünü değiştirir. Geçmiş, şimdi ve gelecek aynı çizginin farklı noktalarıdır. Yapılan en küçük şey bile bir erde bir kapıyı açar. Evren küçük detaylarla konuşur; sen farkında olmasan da her şey birbiri ile etkileşim içindedir. Bir şey önemsiz göründüğünde bile, o küçük dokunuş bütünü tamamlar. Çünkü bütün, parçalar olmadan var olamaz.

Evrenin yedinci yasası olan odak yasası enerjini nereye yöneltirsen orada büyüme olacağını öğretir. Zihin, aynı anda iki yöne gidemez. Negatife odaklandığında pozitif kaybolur: Geçmişte yaşadığında şimdiki zaman silikleşir. Her düşünce, bir tohum gibiyse, neyi, beslersen o büyür. Düşüncelerini korkudan arındırmadıkça huzurla buluşamazsın. Odaklanmak, neyi seçtiğini bilmektir. Çünkü enerjinin yönünü seçmek, kaderin yönünü belirler. Zihnini dağıtan her şey seni içsel merkezinden uzaklaştırır. Evrenin sessiz öğretisi nettir; gözler neye bakıyorsa hayatında oraya akar.

Evrenin sekizinci yasası olan paylaşım ve misafirlik yasası, bolluğun paylaşarak çoğaldığını hatırlatır. Evrende enerji akışı durduğunda, berekette akmaz. Ne kadar verirsen o kadar alırsın; çünkü evren cömertlikle beslenir. Paylaşmak yalnızca maddi değildir, bir tebessüm, bir iyi niyet, bir anlayış da enerji değiştirir. Kendini kapattığında hayatında kapılarını kapatırsın. Gerçek zenginlik, sahip olduklarını korumakta değil, paylaşabildiğini fark etmekte gizlidir. Evrensel döngü basittir; Almak için vermek gerekir. Evren buna her defasında aynı cümle ile yanıt verir. “Paylaşmadığın her şey sende birikir ve seni ağırlaştırır.

Evrenin dokuzuncu yasası şimdinin yasasıdır. Geçmişin gölgesinden ve geleceğin kaygısından özgürleşmeyi öğretir. Gerçek yaşam, yalnızca şu anda vardır. Dün pişmanlıkla, yarın endişe ile doluyken, şimdi sessizce elinden kayar. Zihin geçmişte dolaştıkça kalp yorulur. Geleceği kontrol etme isteği ise huzuru tüketir. Oysa karma, şimdide çözülür. Affetmek, bırakmak, yeniden başlamak, hepsi bugünün içinde saklıdır. Geçmişin ders, geleceğin umut, şimdinin ise yaşam olduğunu anladığında denge başlar. Gerçek güç şu anda kalabilenlerindir.


Bazı insanların, birini kaybetmek için gösterdiği çaba, onu kazanmak isteyen birinin emeklerinden daha büyüktür. Gözünün içine bakan, seni özlediği için hırçınlaşan, tırnağının ucuna zarar gelse dünyaları yakacak olan birinin susmasına sebep olmak, kendi karmasının yaşatacaklarına hazır olmayan birini bir noktada yıkacaktır.

 
 
 

1 Yorum

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
Outofthedoor
16 Ara
5 üzerinden 5 yıldız

Her satırı keyifli 😘

Beğen

Contact Me

For any questions you have, you can reach me here:

Judith Sanders, Psy.D.

500 Terry Francine Street San
Francisco, CA 94158

 

123-456-7890

  • Black Facebook Icon
  • Black LinkedIn Icon
  • Black Twitter Icon

Thanks for submitting!

© 2035 by Modern Mindful Therapy. Powered and secured by Wix

bottom of page